13 Temmuz 2009 Pazartesi

Tüp Bebek İstiyoruzz

Merhaba,
Biz 2005 yılında birbirimizi severek daha doğrusu aşık olarak evlenen çiftlerden biriyiz. Evlendikten 1-2 yıl sonra korunmayı bıraktık. Artık sevgimize ortak, bir başka sevgi yaşayabileceğimiz birisi olsun istedik. 1- 2 sene daha bekledikten sonra artık bir doktora ihtiyacımız olduğunu düşünerek 2008 yılında; tabi bu yıla kadar beklemek zorunda kalmamızın nedenlerinden biride yurtdışında çalışıyor olmamdan kaynaklanıyor. Türkmenistanda bir inşaat şirketinde inşaat mühendisi olarak çalışıyordum. Neyse bi şekilde kafamızdaki başka sorunlarla beraber istifayı bastık geldik. Tabi gelmeden önce bir firma ile mail yolu ile ön görüşmelerimi yaptım. Kafamda iş planlarımı kurdum. Daha sonra herkesin önerdiği, çok methettiği SÜDEKAN Kadın Doğum Merkezine gitmeye başladık. İçeri girişten itibaren sizinle ilgilenen, sürekli doktorlarla ve kendileriye telsis bağlantısı olan asistanlar sizinle ilgileniyor. Her adımda bilgilendiriliyorsunuz. Ve de doktor Atilla Erler İle karşılaştığınız zaman iyice rahatlıyorsunuz. Bütün bayanların, daha doğrusu hastalarının sevdiği, hastalarını rahatlatan onlara moral depolayan bir doktor….Bir defa muayene parası ödeyerek başladığımız muayeneler serisine sık sık gelmeye başlıyoruz. 2. defada; korkmaya başlayanlar için söylüyorum daha sonra kaç defa geldiğimizi hatırlamıyorum ama o geliş gidişlerde hiçbir zaman ayrıca para talep edilmedi. Bu davranışıda bizlerde, bu doktorun parayı ön planda tutan bir doktor olmaması nedeniyle bir rahatlık ve güven verdi. Bu tedavi süreçlerinde insanlar hep tedirgin. Acaba bu sefer kaç para yatıracağız düşüncesi herkesin aklında var. Bunu yaşamayınca rahatlıyorsunuz.
Tabi muayenelerin sonucunda beni de bir üroloğun görmesinde fayda olduğunu söyleyen doktorumuzun tavsiyesine uyarak onun tavsiye ettiği Prof. Dr.Erdal APAYDIN’ a gidiyoruz. İlk muyenede Testislerde Varikosel olduğunu ve yapılan spermiyogram testinde normal yollardan çocuk sahibi olamıyacağımı öğreniyorum. Doktorun önerisi en yakın zamanda operasyon. Bizden istediği fiyat 3.500 YTL kısa bir araştırmadan sonra aynı ameliyatı Ankara 100. yıl Hastanesinde 1.500 YTL’ e yaptırabileceğimizi öğreniyoruz. Hemen en yakın kısa zamanda yola koyuluyoruz. Bir gün öncesinden orda olup eşimin dayısına misafir oluyoruz. Ertesi sabah erkenden hastaneye varıyoruz. Gerekli işlemleri yaptırdıktan sonra bir tür lokal anestesi olan Epidural ile belden aşağı kısmım uyuşturulup operasyona başlayacaktım. Hatta operasyonda canım sıkılırsa diyede baldızımdan aldığım mp3 çalara müzikler bile yüklemiştim. Tabi bu ameliyat odasında belden vurulacak iğne aşamasına kadar sürdü. İğne vurulma sürecinde tansiyonumun düşmesi daha doğrusu doktorların fazla heyacandığımı söylemesi yüzünden genel anestesi almak zorunda kaldım. Ameliyat odasına giderken elimde mp3 çalar ile çok havalı iken dönüşte dağılmış bir şekilde geldiğimi gören eşim ve refakatçilerim çok güldüler daha sonra tabiî ki. Çift taraflı varikosel ameliyatım normalden biraz daha uzun sürerek 1,5 saat sonra başarılı bir şekilde sona ermişti. ( Doktorların söylemlerine göre tabiî ki). Ameliyatdan sonra götürüldüğüm odamda bir gece daha kalacaktım. Ameliyat sonrasında belden aşağı bölgemi hala hissetmiyordum. Hatta bir ara alt tarafımın fazla nemli olduğumu hissettiğimde altıma serilen naylonumsu şeyden dolayı terlediğimi düşünürken aslında öyle olmadığını ayağa kalkınca gördüm. AAA işiyorum demişim. Bunu daha sonra eşim ve baldızım hatırlatıyor gülerek…
Neyse, ameliyat sonrasında normale dönmesi için 3-6 ay beklenmesi gerekiyor. Biz tam altı ay sonra tekrar spermiyogram testi yaptırıyoruz. Test sonucunda bir ilerleme olduğunu göremedik. Danıştığımız doktorumuzda belki biraz daha fazla zaman gerekebileceğini öğrenip bekliyoruz. SÜDEKAN’ a tekrar gidiyoruz. Bir aşılama denemesinden sonra Atilla Bey bize MİKROENJEKSİYON deneyebileceğimizi söylüyor. Ardından bu işlemler aşamasında beraber çalıştığı yerlere bizi yönlendiriyor. İstanbulda olmak isterseniz 2 veya 3 hasteneydi sanırım. İzmirde ise Uzm. Dr. İsrael ARUH’ la KENT HASTANESİ ‘ nde olabileceğimizi söylüyor.

Odadan çıktıktan sonra bu işlemlerin bize ne kadara patlayacağını öğrenmek için kızlardan yardım istiyoruz ( Kızlar derken yazının başında bahsettiğim asistanları kastediyorum.) Bu işlere vakıf birisi 2500 USD veya o günkü kurdan karşılığı ve duruma göre 2.000 YTL’ e kadar ilaç parası için gerektiğini söylüyor.Hemen işlemlere başlamak istediğimizi söylüyoruz. Ve ordaki bayan arkadaş Israel Bey’ in muayenesine telefon açıyor. İSrael Beyin bizi görmek istediğini işlem öncesinde tanışmak istediğini söylüyor. Bizde bunun üzerine hemen yanına gidiyoruz. İçeri girdiğimizde bilindik bir özel muayene Alsancakta ki özel muayeneleri bilenler vardır. Bir sekreter bayan. Ama daha sonra yanıldığımızı anlıyoruz. Hem sekreter, hem de
kan örneği alabilen birisi bekli, de hemşire. Yani tam bir İsrailliye uygun hareketle etinden ve sütünden yararlandışı yardımcısı doktor isteği doğrultusunda eşim ve benden kan örnekleri alıyor. Bunları laboratuara gönderiyor. İsrael Beyin yanına giriyoruz. Konuşmaya başladığımızdan itibaren Atilla Bey’ in sıcaklığına ve rahatlatıcı pozitifliğine alışan biz, buna benzer bir şeyler beklerken çok konuşkan olmayan yeni doktorumuzun fazla konuşkan olmamasının işini en iyi şekilde yapmasını etkilemediğini eşime anlatarak onu rahatlatmaya çalıştım. Bize ilaç tedavisine hemen aşlayabileceğimizi söyledi. İlaç isimlerini verdi. Ve ardından tanıdık bir eczacının bu ilaçlar için indirimli paket fiyat vererek çok daha uygun alabileceğimizi söyledi. Normalde 2.000 YTL’ e alabileceğimiz bu ilaçları bu eczacının 1.580 veya 1.590 TL’ den verebileceğini söyleyince, tabiî ki sonuçta kullanacağımız ilaçları daha uygun almak istedik. Bu rakamı kredi kartı ile ödemek istediğimizi söylediğimizde ilaçları teslim etmeye gelen eczacının yardımcısı bize eczaneden pos cihazını kullanabileceğimizi söyledi ve direk, çok da uzak olmayan eczaneye gittik.
İlaçlara bakarken ilaçlar arasında bir tanesinin yazılandan olmadığını, muadilinin verildiğini fark ettik. Bize ilaçları gönderirken bunu belirtmeyen eczacının kalfası daha sonra bu ilaçlar için 8,5 tl fark istedi. Bende kalfaya bu farkı benden istememesini yüksek bir miktarda ödeme yaptımı söyleyince, kalfanın buna hakkı olmadığını, eczacıya bunu anlatamayacağını söyleyince şaşırdım. Nasıl bir kalfa yada satış yapan bir yardımcının % 0.55 gibi bir iskonto yapamamasına anlam veremedim. Kafamı kaldırdığımda duvarda gördüğüm eczacı diplomasında ismi okuyunca şaşırdım. Beyefendi aslında doktorumuz Israel Aruh Beyin kardeşiymiş. Yani şimdi böyle bir alavere dalavereye ne gerek vardı. Bize kardeşim deseydi bizim için daha iyi olacaktı en azından dürüst olarak kardeşi olduğunu söyledi derdik ama söylemeyince sanki başka bir eczacıdan bahsediyormuş gibi anlatması bizim ona olan güvenimizi bir defa daha kırdı ki bu işlerde moral ve güvenin ne kadar önemli olduğunu her fırsatta söyleyen doktorlarımız aklınıza gelsin. Neyse sinirlerimiz gerildi ve paketteki muadil ilacı almayarak diğer ilaçları alıp, ödememizi yaptık. Tedavi sürecinde 2-3 günde bir KENT HASTANESİ’ ne gitmeye devam ettik. Bu aşamada dokotorumuzun bizle fazla konuşmaması ve diyaloğa fazla giremememiz bizi bu aşamada geriyordu. Kafamızda ki soru işaretlerini doktorumuz yerine doktor kimliği olmayan yardımcısı (kartvizitinde koordinatör ünvanı olarak yazıyor) bizi rahatlatmaya çalışıyor. Kendisi güler yüzlü bir kişi ama bizim için yeterli olmuyor. O kadar para harcamamıza rağmen doktorumuzdan gereken ilgiyi göremiyoruz. Tabi kendimizi bu aşamada doktorun karakter yapısının böyle olduğu, bu durumun tedavimizi etkilemeyeceği konusunda telkin ediyoruz. 10 günlük tedavi sürecinin son aşamalarında doktorumuz bir iğne yazıyor. Koordinatör bayanda iğneyi bulamazsanız sizin için temin ederim diyor. İğneyi ilk önce birkaç eczaneye soruyoruz. Yok cevabı aldıktan sonra internetten baktığımızda ilaç sağlık bakanlığı izni olan ilaçlardan olamdığını anlıyoruz. Daha sonra birkaç eczaneye sorduğumuzda da bu isimde bir ilacın satılmadığı cevabını alıyoruz. Emin olmak için sevgili doktorumuzun kardeşinin sahip olduğu eczaneyi arayarak ilacı bulamadığıızı söylediğimizde ordaki bir bayanın bu ilacı sadece Israel Aruh Beyin hastaları için Israil’ den getirtildiğini öğreniyoruz. Yani sağlık bakanlığının izin vermediği ilacı kaçak olarak satıyorlar. Şimdi iyice dikkatinizi verin ilacın fiyatı 130 YTL. Muadili olan sağlık bakanlığının izni olan ilaçların en pahalısın fiyatı 12 YTL. Soruyorum size Sn. Aruh bu hak mı adalet mi? Yoksa siz azınlıkların çok rahat yaşadığı bu Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yaptıklarınızın başka bir anlamı mı var? Ege Bölgesinde 1200 sanayici den daha fazla kazanan biri olarak internetten bilgi verilen siz, paradan başka bir şey bilmemeniz vizdanınızı nasıl etkiliyor. İnsan sağlığını kullanarak insanların paralarını sömürmek, birgün sizi nasıl etkileyecek hiç düşündünüz mü?
Tedavi süresini tamamladık ve sonunda eşimin hamile kalamadığını öğrendik. Üzüldük, ağladık ama her şeyin hayırlısı olması gerektiğini kabullendik.
Aradan bir süre geçtikten sonra isteğe bağlı sigortada en son yapılan değişiklerde artık daha kısa bir zamanda; sağlıktan 1 ay sonra yararlanabileceğimizi öğrendik. Ve hemen araştırmaya başlayıp başvurumuzu tamamladık. Ege Üniversitesi Hastanesi Tüp Bebek merkezinden infertilite raporu almak için gerekli şartlara haiz olduğumuzu ispatladıktan sonra . Raporomuzu aldık ve tekrar tedavi sürecine başladık. Ama bu sefer daha farklıydı her şey ilaçları toplam paket almadık. Eczanemizle konuştuktan sonra kullanılan ilaç kadar ilaçların yazıldığını asla fazla ilaç aldırılmadığını öğrendiğimizde rahatladık. İyi bir şey o kadar kötü şeyden sonra… İlk gün içeriye girdiğimizde kalabalıklık dikkatimi çekti biraz da rahatsız etti desem yeridir. Kalabalık, ne kadar çok insanın sorunu var. Kalabalık ileriki günlerde her geçen gün artıyor gibiydi. Ama orada çalışan hemşireleri takdir ettim. Bu aşamada çok gergin olan bizlere, eşlerine sürekli akıllarındaki soru işaretlerini yansıtan bizlere daima sabırla yaklaştılar. Buradaki kalabalığın daha sonra bayanlar için birbirleriyle bazı şeyleri paylaşması açısında iyi geldiğini gördüm. Ve sosyal bir ortam oldu en azından. Ama erkekler ilk başta daha bir uzaklar birbirlerine. Belki utangaçlık beklide haşır neşir olmak istememe bilemiyorum. Ama kadınlar daha açıklar bu konularda. Her şeyleri ortada sonuçta yapılan işler belli. Erkekler Androloji’ ye gidiyor. Aşamalar belli. Bir bakıyorsunuz bir kalabalık erkek sırası bekliyor. Belli ki spermiyogram testi için sperm verecekler. Utanıyor ilk başta insan. Ama daha sonra bir salıyorsunuz ki sormayın. İlk başta hatırlıyorum da Sistem Laboratuarına spermiyogram testi vermeye gittiğimde umumi bir tuvalette bu işin ne kadar zor olduğunu hatırladım. İşlem sırasında birinin kapıyı çalmasıda tamamen sinirlerini bozmaya yetiyor. Şimdi ise şu köşe başında ver deseler o derece bir rahatlık oldu. Komik.
12/07/09
Yarın Beta HCG testi ile sonucumuzu öğreneceğiz. Umarım bu sefer mutluluğumuz yarıda kalmaz. Ve bu yoldaki her çifte iyi şanslar diliyorum. Baba, anne olma arzusu çok güzel bir şey. İnşallah herkes için hayırlısı olur.
18/07/09
Yazmayalı bayağı zaman olmuş. Ayın 13’ ünde üzücü haberi aldık. Kan örnekleri verildikten sonra sonuçlar için dışarıda bir sürü anne adayı, güzel haberleri duymak için heyecanla bekliyorlardı. Bu arada orada başlayan arkadaşlıklarda kan testi öncesinde birbirlerine ulaşan bayanlar doğru olmadığını düşündüğüm idrar testlerini yapmışlardı bile. Ve testte 2. çizginin çok hafif, belli belirsiz çıkması üzerine kendilerince olumlu olduğunu düşünerek sevinmişlerdi. Ben ise bunun güvenilirliğinin olmadığını buradan, bir sonuca varılamayacağını söyleyerek eşimi ümitlenmemesi konusunda uyardım. Bu test sonucuna göre hamileliğinin başladığını düşünen anne adayının ertesi günkü test sonucunda olumsuz şeyler yaşaması çok daha yıkıcı olur. Olmadı. Biraz üzüldük ama eşim bizden önce görüşmeye gidip de olumsuz olarak çıkan kişileri teselli ederken kendisi daha da güçlüydü. Üzüldük ama şuan için yapacak çok fazla bir şeyimiz yok. Ümitsizliğe kapılmayıp devam. Bir daha ki sefere kadar doktorumuzun genetik laboratuvarında yapılmasını istediğin araştırma için kan örneği vermeye gidiyoruz. Daha önce Kent Hastanesindeki denememizden sonra böyle bir araştırmaya gerek duymamalarının ardından Ege Ünv. Hastanesi doktorlarının araştırmaya yönelik bu adımları beni onlara güvenme konusunda daha da yakınlaştırıyor. Hemen Genetik Laboratuarına girip Uzman Genetik doktorumuzla yüz yüze bir görüşme yapıyoruz. Birkaç sorudan sonra; bunlar genelde ailede veya sülalede kısırlık, genetik bozukluk sorunları ile ilgili sorulara yönelik sorular oluyor. Görüşmemiz bittikten sonra yardımcısından tahlil için gün almak istiyoruz. Ama sonuç kötü. Nisan/ 2010 …. Yardımcısı bize bir şeyler yapamayacağını bilgisayarın otomatik olarak günde 9 kişi verdiğini ve günü kapattığını söylüyor ama dışarıda Genetik Laboratuarlarının özel olarak bu tahlili yapacağını söylüyorlar. Hemen doktorun masasında duran takvime gözü ilişen eşim telefonunu alarak laboratuarı arıyor. İkimizin testi için 250 YTL talep ediyorlar. Acele etmiyoruz. Biraz araştırıp yaptıracağız. Ama bizim durumumuzda olmayan maddi durumu iyi olmayan bir sürü insan var. Bu durumda bizde olabilirdik. Bu durumdakiler ne olacak peki. Sorduğumuzda doktorlar veya görevliler hafif bir tebessümle yaptıramayacaklar. Yada bekleyecekler dediler.
Bazıları istemeden sayıları ona varan çocuk sahibi oluyorlar. Bazılarıda çocuk özlemi ile yanı tutuşuyorlar.
Aynı yollardan geçen herkese: Yaşadıklarınızı bizimle paylaşmanızı istiyoruz. Unutmayın ki sizin yaşadığınız olumsuzlukları bir başka kişi de yaşayabilir, yada yaşadığınız olumlu bir şeyi bizimle paylaşınki belki bundan yararlanacak bir çok kişi olabilir.